Sayfalar

13 Aralık 2011 Salı

Herkesin Favori bir sahabisi olmalı mesela...!

 Mus'ab b. Umeyr (ra), Bedir gazvesinde muhacirlerin, Uhud'da ise bütünüyle
 Müslümanların sancağını taşıdı ve Hz. Peygamber (sav)'in sancaktarları arasına 
katıldı. Uhud muharebesinin Müslümanların aleyhine döndüğü ikinci safhasında 
Mus'ab b. Umeyr (ra), sürekli Hz. Peygamber (sav)'in yakınında idi. Müşriklerden İbn Kamie, öldürmek niyetiyle Rasûl-i Ekrem (sav)'e yaklaşınca diğer bazı sahabîlerle birlikte, Hz. Mus'ab ve Nesibe Hatun (r.anha) onu karşıladılar. İbn Kamia, çift kat zırh giyinmiş olduğundan aldığı darbelerden etkilenmedi. Mukabil bir kılıç darbesi ile Hz. Mus'ab'ın sağ elini kesti. Hz. Mus'ab, sancağı sol eline aldı. İkinci bir darbe de sol elini kesti, Mus'ab (ra) bu sefer de sancağı göğsü ile sıkıca tuttu, yere düşürmedi. Fakat İbn Kamia mızraklayıp onu şehid edince sancak Hz. Ali'ye intikal etti. Hz. Mus'ab şehid edildiğinde kırk yaşlarında idi. Hz. Mus'ab şehid düştüğünde fakirâne bir kıyafet içinde idi. Hz. Peygamber (sav) onu o vaziyette görünce şöyle dedi: "Bakınız şu yiğide ki, Allah onun kalbini nurlandırdı da o, anne ve babası arasında sizin görmediğiniz yiyecek ve içeceklerin en iyileriyle beslenmekte olduğunu görüp dururken, Allah ve Rasûlü'nün sevgisi ona anne ve babasını bıraktırdı." Kezâ, Hz. Mus'ab'a hitaben de: "Ben seni Mekke'de gördüğüm zaman senden daha ince ipek elbise giyen, senden daha güzel görünüşlü bir yiğit yoktu! Şimdi sen bir hırka içinde saçı başı karmakarışık bir haldesin!" demekten kendini alamadı ve başında durarak şu mealdeki âyeti okudu: "Mü'minler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir. Kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir." (Ahzab, 33/23) Habbab b. el-Eret (ra)'in genel olarak muhacirler, özel olarak da Mus'ab b. Umeyr (ra)'e dair ilginç bir yorumu vardır, aynı zamanda onun toprağa verilişi hakkında da bilgi vermektedir. Habbab (ra) diyor ki: "Biz Mekke'den Medine'ye dünya için değil, Allah rızası için Rasûlullah (sav) ile beraber hicret ettik. Artık, ecir ve mükâfatımız Allah'a aittir. Muhacir yoldaşlarımızdan bu ecir ve nimetten hiçbir şey tatmadan âhirete gidenler vardır ki, Mus'ab b. Umeyr onlardandır. Dostlarımızdan kendisine hicret semeresi ulaşan ve bu meyveyi devşirenler de vardır. Mus'ab, Uhud günü şehit olmuştu da biz onu saracak bir kefen bulamamıştık. Yalnız, şehidin bir kaftanını bulmuştuk. Biz bu aziz şehidi, ona sarmağa çalıştık, başını bürürken ayaklan açılıyordu, ayaklarını kapatırsak başı açığa çıkıyordu. Rasûlullah (sav) bize şehidin başını örtmemizi ve ayaklarının üstüne de izhir otu koymamızı emir buyurdu."

♥ ...Sadatin duasi sizlerle olsun... ♥

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder